Ortak tüketim, işbirliği ekonomisi olarak da tanımlanan paylaşım ekonomisi, 21. yüzyılın en büyük fenomenlerinden biridir. 2014'de ABD'de paylaşım ekonomisinin hacmi 15 milyar dolar oldu. Uzmanlara göre bu rakam 2025'e kadar 335 milyar dolara kadar yükselecek. Şimdiye kadar, bu kavramın uygulanması otelcilik ve yolcu taşımacılığı sektöründe adeta bir devrim yaşanmasına neden oldu. Artık, paylaşım ekonomisi taşımacılık ve lojistik sektöründe de uygulanmaktadır.
Paylaşım ekonomisi, kullanıcıların alım yapmak ve hizmet sunmak için birbirleriyle etkileşime girdiği bir çevrimiçi ekosistemdir. Sistem, kullanıcıların kaynaklardan tasarruf yapmalarına, daha hızlı hizmet sağlamalarına ve yeni gelirler elde etmelerine olanak tanır. Bu kavramın anlamı, sahiplenme değil paylaşmadır. Bununla birlikte, ortak tüketim sisteminin etkili ve verimli bir şekilde uygulamayası için iş süreçlerinin yönetim ve düzenlenmesini yeniden yapılandırmak gerekir.
Lyft, Convoy ve Uber gibi şirketler hizmet paketlerini çoktan genişletmiş ve nakliye hizmeti vermeye başlamıştır. Amerikan Yük Taşımacılığı Birliği'ne göre Uber Freight, yük taşımacılığı için yeni, verimli ve daha etkili hizmeti uygulamaya sokmayı ve şoförlere haftalık ödeme seçenekleri sunmayı amaçlamaktadır. Fakat yeni hizmetlerin uygulanması bir takım zorluklar da doğurmaktadır, zira kargo taşımacılığının yasal düzenlemesi, yolcu taşımacılığının yasal düzenlenmesi ile temel farklılıklar göstermektedir.
İsviçreli uluslararası taşımacılık ve lojistik şirketi Asstr-Associated Traffic AG, taşımacılık ve lojistik sektörünün diğer temsilcileri ile birlikte "son kilometre" lojistiği için hizmet yelpazesini genişletmeyi hedefliyor. Ulaşım ve lojistik altyapısı alanında önde gelen bir uzman olan Walter Kemmsies, önümüzdeki on yıl içinde internet ticaretinin perakende satış içindeki payının iki katına çıkacağını ve evrensel satış kanalı kullanma eğiliminin ön plana çıkacağını tahmin ediyor.
AsstrA Operasyonel Yönetim Direktörü Denis Gural şu değerlendirmede bulundu:
«Yüklerin güvenli taşınması sürecinde şirketlerin varlık paylaşımı, AirBnB ve Uber’in gayri menkul ve araç kirası alanında yaptığı kadar kolay olmaya bilir. Buna rağmen, nakliye şirketleri kendi aralarında kira anlaşmaları temelinde yük taşıtlarının paylaşımına gide bilir. Kanımızca, bir sonraki dönemde nakliye şirketleri arasında taşıtların paylaşımı sistemi daha basit hale gele bilir. Bunun yanı sıra şirketler, gerektiğinde çalışanların paylaşımına da gide bilir. Bu da ciddi tasarruf kaynağı olacaktır. Çünkü gerekli sayıda sürücünün bulunmaması taşıma alanında ciddi sıkıntılara neden oluyor. Günümüzde hatta rakip şirketler bile sürücü paylaşımına istekli. Taşıma-lojistik sektörü için modern teknolojiler, varlık paylaşımı ve dış kaynak kullanımı artık öncelik haline geldi.»
AsstrA taşımacılık uzmanları aşağıdaki eğilimi ortaya çıkardı: Perakendeciler artık büyük miktardaki malları depolarda tutmak istemiyor ve giderek daha küçük lotlar sipariş ediyorlar. Küçük parti yükler doğrudan mağaza raflarına yerleştiriliyor. Buna ek olarak, her katılımcıya paylaşım ekonomisindeki pazar payını arttırmak için yeni fırsatlar sunan konsolide kargo teslimatına talep artmaktadır. Geleneksel yaklaşıma bağlı olan taşımacılık şirketleri de sürücü ve nakliye sağlayıcılarının aranmasını kolaylaştırmak için paylaşım ekonomisinin ilkelerini uygulayabilirler. Örneğin kaynaklarını güvenilir lojistik ortaklarıyla paylaşabilirler. AsstrA Parsiyel Taşımacılık Departmanı Sorumlusu Karol Baranchuk, şunları söyledi:
«Bugün, 'son kilometre' ve 'ekspres teslimat' hizmetleri büyük talep görüyor. Nakliye ve lojistik endüstrisi, maliyetleri optimize etmek için paylaşım ekonomisinin ilkelerini benimsemiş ve bütünleştirmiştir. Farklı kişilere ait kargolar, parsiyel teslimat konseptine uygun olarak konsolide edilir. Özellikle, kargoların konsolidasyonu ve tedarikçiler ve kargo sahipleri ile yakın işbirliği, 'son kilometre' lojistiğinin maliyetini önemli ölçüde azaltmaya imkan veriyor.»,
Tedarik zinciri organizasyonu üzerinde önemli bir etkisi olan paylaşım ekonomisinin bir diğer özelliği de insansız kargo aracının kullanılmasıdır. Bu tip araçların taşımacılıkta kullanılması, lojistik sağlayıcıların, bilgi teknolojisi ürün geliştiricilerin ve perakendecilerin ortak çabalarını gerektirir. AsstrA Karayolu Taşımacılığı Departmanı Sorumlusu Vitaliy Yeremenko şöyle konuştu:
«Taşınan malların güvenliği, lojistik işinin başarısını etkileyen temel faktörlerden biridir. İnsansız araçların kullanımı malların tam güvenliğini garanti edemedikçe, bu tür araçları depolar veya boşaltma rıhtımları dışında kullanmayacağız. Günümüzde, çeşitli endüstri temsilcileri tedarik zincirini tamamen otomatikleştirmek için yakın işbirliği içerisinde çalışmaktadır ve insansız taşıma araçlarının testleri aktif olarak devam etmektedir. Ancak önümüzdeki 10 yıl içinde bu tür taşımacılığın günlük hayatımızın bir parçası olması beklenilmiyor.»
Katılımcıların tedarik zincirindeki yatay işbirliği, büyük ölçüde paylaşım ekonomisi kavramı sayesinde ortaya çıkan yeni bir olgudur. Ulaştırma ve lojistik şirketleri büyük projeler gerçekleştirmek için birbirleriyle ortaklık kuruyor. Lojistik hizmet sağlayıcıları, maliyetleri optimize etmek ve çevreyi korumak için meslektaşlarıyla birlikte çalışırlar. Elektronik veri değişimi (EDI), “dikey” işbirliğinin kurulmasını teşvik etti, ancak yakın “yatay” bir ortaklık oluşturmak için hala birçok engelin aşılması gerekir. Tedarik zincirinde yatay işbirliği, modern teknolojilere ve dış kaynak kullanımına dayanmaktadır. "Son kilometre" teslimatının maliyeti, şirketin tüm lojistik hizmetlerinin maliyetinin yüzde 40 ile 50’si arasinda bır oranda olduğundan, maliyetleri optimize etmek için yeni teknolojilerin kullanımı önemli hale gelmektedir. Özellikle, kitle kaynak kullanımı teknolojisi, malların daha uygun fiyatlarla daha hızlı teslim edilmesini sağlar. Ayrıca bu teknoloji, kendi araçları veya kendi sürücüleri olmayan şirketlere yardımcı olur. Ulaşım ve lojistik endüstrisinde paylaşım ekonomisinin geleceği tahmin etmek zor, ancak bu kavramın yüksek potansiyel sahip olması ve popülaritesinin de giderek artması bir gerçektir.